Bilişim Ekosisteminin Ortak Sesinden
Türkiye veri merkezlerinin gerçek potansiyelinden faydalanarak küresel dijital ekonomi içerisinde lider bir konuma sahip olabilir
Verinin çok önemli olduğu çağımızda veri merkezleri üstlendikleri kilit rol ile modern dünyamızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Günümüzde ülkelerin ve şirketlerin bulut çözümlerine ve dolayısıyla daha fazla veri işlemeye ihtiyaç duymaları nedeniyle veri merkezlerinin de önemi, sayısı ve büyüklüğü giderek artıyor. Türkiye de atabileceği adımlarla veri merkezlerinin gerçek potansiyelinden tam anlamı ile faydalanarak küresel dijital ekonomi içerisinde lider bir konuma sahip olabilecek tecrübeye ve güce sahiptir.
Bu amaca ulaşmak için ise veri merkezleri endüstrisi içerisinde yenilebilir enerjinin kullanımın teşvik edilmesi en önemi konuların başında geliyor. Veri merkezlerinin hayati önem taşıdığı günümüzde, sürdürülebilir bir yapı için enerji ihtiyacını yenilenebilir enerji ile karşılamak gerekiyor. Geçmişte veri merkezlerindeki sistem odalarında, gerekli olan sıcaklık seviyeleri günümüzdeki seviyelerden yaklaşık altı ila sekiz derece daha soğuktu. Bu da gerekli sıcaklık seviyelerini sağlamak için kullanılan klimaların dış ortama daha fazla sıcak hava vermesi anlamına geliyordu. Ancak günümüzde endüstri, çevreye hassasiyetin de bir gereği olarak bu konuda bir dönüşüm içerisine girdi. Artık sistem odaları, sıcaklık seviyelerini daha yukarı seviyelere çıkarmaya olanak tanıyan teknolojiler ile donatılıyor. Bu yeni teknolojik yapılanma veri merkezlerinde verimliliği artırırken aynı zamanda dışarıya salınan sıcaklık seviyelerini de düşürüyor.
Günümüzde birçok devlet ve şirket bilimi de temel alarak yenilenebilir enerji hedeflerini 2030 yılı olarak belirlemiş durumda. Dünyada özellikle Avrupa ve Amerika’da bu merkezlerde yüzde 100 yenilebilir enerji hedefi için çok ciddi çalışmalar yapılıyor, eğitimler veriliyor, iş birlikleri ve anlaşmalar yapılıyor. Bu ülkelerde tedarikçilerin hangi kaynaklardan enerji sağladığını raporlaması artık bir zorunluluk oldu. Bununla birlikte ülkemizde maalesef bu konuda bir raporlama yapılamıyor. Bu konuda gerekli altyapı ve çözümlerin hızla hayata geçirilmesinin, ülkemizdeki veri merkezlerinin yüzde 100 yenilebilir enerji hedeflerine ulaşmasına büyük katkısı olacaktır. Diğer önemli bir husus ise ortaya çıkan atıklar. Batı dünyasında veri merkezleri atık enerjiyi dönüştürerek farklı alanlarda kullanıyor. Özellikle Finlandiya, İsveç ve Almanya gibi Kuzey ülkelerde üretilen atık enerji, mekânların aydınlatılmasında veya ısıtılmasında kullanılıyor. Bu sayede ortaya çıkan atık sadece ortadan kalkmakla kalmıyor, faydalı hale de geliyor.
Diğer bir husus ise Türkiye’deki veri merkezlerinin sayısı. Genel olarak dijital ekonomi kavramının tüm dünyada ve tüm sektörlerde artık öncelikli bir kavram haline gelmesiyle veri merkezlerinin sayısı da hızla artıyor. Yaklaşık rakamlarla Amerika’da 2 bin 800, İtalya’da 130, Polonya’da 124 veri merkezi faaliyet gösterirken Türkiye’de maalesef bu sayı 40. Durum bu iken ülkemizde verilerin işlenmesine ve dolayısıyla veri merkezlerine ihtiyacın daha da artacağı bir gerçektir.
Son olarak Türkiye’nin bu endüstride lider bir konuma yükselmesi için kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) da oldukça önemli bir konu. Yürürlükteki KVKK, şu anda kendi regülasyonlarımızı takip eden bazı özel maddeler ve koşullar içeriyor. Bu da veri merkezlerimizin ve hatta ülkemizin küresel dijital ekosisteme entegre olmasını zorlaştırıyor. Bu nedenle mevcut kanunun küresel boyutta kabul görecek bir şekilde revize edilmesi önem taşıyor. Hatta dünya finans piyasalarına bağlantılı hale gelmiş bir altyapı için İstanbul’un bir finans merkezi olarak Londra, New York, Tokyo gibi finans merkezlerine entegre olması da ancak veri merkezlerinin sağlayacağı bir veri ekosistemi ile mümkündür. Çünkü günümüzde ülkeler, fiziksel sınırlara hapsolmuş ekonomilere sahip değil. Küresel bir dijital ekonomiden bahsediyoruz. Bunun gerçekten bir parçası olabilmek, Türkiye’de çok başarılı bir şekilde geliştirilen yazılımları dünyaya daha kolay satabilmek ve entegre edebilmek, uluslararası çapta bulut altyapıları ya da network altyapılarını sunmak, veri merkezlerimizi dünyaya hizmet verecek merkezlere dönüştürmek için bu uyumu sağlamak zorundayız.
Aslı Güreşçier
TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi & Equinix Türkiye Genel Müdürü